popstar türkiye gibi reyting uğruna insanların hayatlarıyla oynanan bir yarışmada, geçmişi yüzünden linç edilen; medya tarafından dışlanan, jüri üyeleri tarafından aşağılanan bir adamdı o. sırf hayatı diğerlerinden “farklı” diye, müzikle kendini yeniden inşa etmeye çalışan bir insana toplumun nasıl acımasız olabileceğini izledik hep beraber. ama bayhan, o linçin içinden alnı ak, duruşu bozulmadan çıktı.
ne isyan etti, ne de kendini küçülttü. içine kapanmadı ama kimseye yaranmaya da çalışmadı. kendini “temiz göstermek” uğruna yapmacıklıkla değil, samimiyetle, yıllar süren müzikal emeğiyle var etti. ona yapılan haksızlıklar, bir başkasını silikleştirirdi; oysa bayhan daha da parladı. çünkü o zaten “meşhur olmak” için değil, “şarkı söylemek” için vardı.
bugün hâlâ geçmişiyle yüzleşip onunla barışmış bir sanatçı olarak karşımızda. ruhunda ne kibir, ne öfke… sadece hayatın sertliğine rağmen incelmiş bir yürek, olgun bir duruş ve zamana direnen bir ses var.
ne isyan etti, ne de kendini küçülttü. içine kapanmadı ama kimseye yaranmaya da çalışmadı. kendini “temiz göstermek” uğruna yapmacıklıkla değil, samimiyetle, yıllar süren müzikal emeğiyle var etti. ona yapılan haksızlıklar, bir başkasını silikleştirirdi; oysa bayhan daha da parladı. çünkü o zaten “meşhur olmak” için değil, “şarkı söylemek” için vardı.
bugün hâlâ geçmişiyle yüzleşip onunla barışmış bir sanatçı olarak karşımızda. ruhunda ne kibir, ne öfke… sadece hayatın sertliğine rağmen incelmiş bir yürek, olgun bir duruş ve zamana direnen bir ses var.