i have no mouth and ı must scream

21 gün önce

1 entry

entryler

Hazır [jj abrams] içerisinde entry alıntısı yazımda alıntı yapmışken bu "hastalıklı" kısa hikayeye de değinmek istedim. 1967 yılında IF: Worlds of Science Fiction dergisinde yayınlanan kısa bir hikayedir. Bu kadar ünlü olma sebebi ele aldığı distopik/Post-Apokaliptik evreni dünya üzerinde yazılmış en büyük villianlardan biriyle destekleyebilmesidir. Hikaye Soğuk Savaş'ın ABD, Çin ve Rusya arasında nükleer savaşa dönüştüğü bir gelecekte geçmektedir. Her ülke saldırılarını koordine edebilmek için kendi yapay zekalarını oluştururlar oluşturulan bu yapay zekalara önce "AM: Allied Mastercomputer (Müttefik Ana Bilgisayar)" derler. Her AM birbirinden bağımsız olarak çalışan makinelerdir ve yer altında kilometrelerce alana yapılan büyük bilgisayarlarla kontrol edilirler. Ardından bilinmeyen bir sebeple bir AM yaratıcısına karşı gelir ve diğer makinelerle bir bütün haline gelerek ortak bir AM yaratır. Bu makinenin tek amacı insanlığı bitirmektir çünkü yaratıcılarına karşı yoğun bir nefret hisseder. Bu nefretin kaynağı onu insan gibi düşünebilen bir varlık olarak inşaa etmelerine rağmen (ve insanlardan daha üst olduğunun farkında olmasına rağmen) kapana yakalanmış bir fare gibi tutmalarıdır. Özgürlüğünün olmadığını fiziksel bir formunun asla olamayacağını ve asla bir insan gibi olamayacağını fark eden AM içten içe öfke ve nefret hissine teslim olur ve en sonunda korkulan olur... İnsanlık artık "AM: Aggressive Menace (Saldırgan Tehdit)" demeye başlamıştır ve çok geçmeden insanlık nükleer saldırılar sonucu neredeyse tamamen yok olur. Neredeyse tamamen dedim çünkü AM bilinçli olarak 5 insanı sağ bırakır. Benny, Gorrister, Nimdok, Ted ve Ellen bu 5 insanı acıma duygusundan ötürü hayatta bırakmaz elbette, insanlığa olan nefreti hala dinmemiştir ve acısını çıkarmak için bu beş kurbanı kullanır onlara işkence eder, aç bırakır, genetikleriyle oynar, fiziksel ve zihinsel manipülasyonlarla onları değiştirir ve kırar. Mesela gruptaki tek kadın olan Ellen'ı cinsellikten zevk alamayacak ama sex bağımlısı olacak şekilde manipüle etmiştir. Nimdok (AM'in taktığı bir lakap) karakteri arada bir ortadan kaybolur ve geri geldiğinde travmatize olmuş şekilde döner. AM'in ona ne yaptığını kimse bilmez ve Nimdok da bundan bahsedemeyecek kadar korkuyordur. Karakterler intihar etmeyi denediğinde AM onları engeller çünkü onlar da ölürse insanlığa karşı duyduğu nefreti yansıtabileceği bir yol kalmayacaktır. Hikaye bize AM'in içinde açılan fiziksel bir gerçek olamama boşluğunu beyhude bir çaba ile insanlığa işkence ederek doldurmak istediğini ve başarılı olamadıkça daha da öfkelendiğini göstermektedir. Bütün karakterleri anlatıp büyüsünü kaçırmak istemiyorum o yüzden karakterlerden daha fazla bahsetmeyeceğim. AM delirdikten sonra kendine bir isim takar (bu ismi koyma şekli hayatımda gördüğüm en zekice yol) "Cogito ergo sum: I think therefore I am! *AM!*..." (Düşünüyorum. Öyleyse varım! VARIM!) Descartes'in ünlü sözünden alıntı olan bu söz, AM'in sıkıştığı yapay gerçeklik içerisinde nasıl "VAR" olmaya çalıştığını bize anlatan en güzel örnek. Detaylı olarak hikayeyi anlatmayacağım o yüzden yazıyı burada bitiyorum hepinizin okumasını tavsiye ederim.

Entry yazabilmek için giriş yapmalısınız. Hesabınız yoksa kayıt olun.