Erciyes Sözlük
Bilgi paylaşım platformu yükleniyor...
Başlatılıyor...
yunuskarakoc - Kullanıcı Profili - Erciyes Sözlük
yunuskarakoc

yunuskarakoc

admin

üyelik: 26.03.2025 son giriş: 2 saat önce

77 entry
55 başlık
164 beğeni
kedilerin tuhaf halleri
4 gün önce

+ İn oradan. - Vay benim babam, başımla beraber, baştacısın.

iphone 17
5 gün önce

Apple’ın 2025 Eylül ayında tanıtması beklenen iPhone 17 serisi, önceki modellere göre daha ince, daha güçlü ve yapay zekayla daha entegre bir deneyim sunmaya hazırlanıyor. Bu yıl seride dört farklı model olacak: iPhone 17, iPhone 17 Pro, iPhone 17 Pro Max ve ilk kez göreceğimiz iPhone 17 Air.

iPhone 17 Air modeli, Apple’ın “Plus” modelinden vazgeçip daha ince ve şık bir cihaz tasarladığı yeni bir konsept olarak öne çıkıyor. Yaklaşık 6,6 inç ekran boyutuna sahip bu modelin kalınlığı 6 mm'nin altına düşebilir. Serideki diğer ekran boyutları şöyle: iPhone 17 ve 17 Pro 6,3 inç, Pro Max ise 6,9 inç. Tüm modellerde 120 Hz ProMotion destekli LTPO OLED ekran kullanılıyor.

Donanım tarafında, iPhone 17 ve Air modellerinde A19 işlemcisi, Pro ve Pro Max modellerinde ise daha güçlü A19 Pro çipi yer alacak. Bu çipler TSMC’nin 3nm üretim teknolojisiyle geliyor. RAM tarafında ise iPhone 17 8 GB, diğer tüm modeller 12 GB RAM ile donatılacak.

Kamera tarafı özellikle Pro Max modelinde ciddi bir sıçrama içeriyor. Üçlü 48 MP (ana, ultra geniş, telefoto) kamera kurulumu, 8K video kaydı desteği ve değişken diyafram açıklığı gibi profesyonel düzeyde özelliklerle geliyor. Tüm modellerde ise 24 MP ön kamera standart hale geliyor.

Batarya konusunda Apple, ultra ince kasa nedeniyle bazı modellerde daha düşük kapasitelere yönelmiş durumda. Örneğin iPhone 17 Air’in bataryası yalnızca 2900 mAh civarında olacak. Ancak pil değişimi artık daha kolay çünkü Apple, düşük ısıda sökülebilen yeni bir yapıştırıcı sistemi kullanmaya başlıyor. Kablosuz şarjda ise Qi 2.2 standardı sayesinde 25 W seviyelerine ulaşılıyor.

Yazılım tarafında iOS 19 ile birlikte gelen Apple Intelligence, cihaz içi çalışan yapay zeka özelliklerini kullanıcılara sunacak. Metin düzenleme, görsel içerik oluşturma, canlı çeviri, akıllı yanıtlar ve kişiselleştirilmiş emoji üretimi gibi birçok işlev bu sistemle birlikte geliyor. Pro modeller ayrıca gelişmiş LiDAR sensörleri ve AR destekleriyle artırılmış gerçeklik deneyimini daha da ileri taşıyacak.

Tasarım açısından Apple bu yıl özellikle Air ve Pro modellerde ince ve hafif yapıyı ön plana çıkarıyor. Arka kamera tasarımı da yatay konumlandırılmış uzun bir bar halini alabilir. Titanyum gövdeden vazgeçilip alüminyum tabanlı yeni yüzey materyallerine geçileceği konuşuluyor. Yeni renk seçenekleri arasında ise mor ve yeşil tonları öne çıkıyor.

Tanıtım tarihi için 9 Eylül 2025 işaret ediliyor. Ön siparişlerin 12 Eylül’de başlayıp 19 Eylül’de satışa çıkması bekleniyor.

Kısacası iPhone 17 serisi, donanım ve yazılım tarafında oldukça kapsamlı bir yenilenme ile geliyor. Apple’ın “Air” modeliyle çizdiği yeni segment, hem estetik hem teknik olarak dikkat çekecek gibi duruyor.

playstation 6 ve taşınabilir cihaz sızıntıları
11 gün önce

sony’nin sıradaki büyük hamlesi hakkında ilk ciddi sızıntılar geldi. kaynak “moore’s law is dead” isimli bir teknoloji kanalı. sızıntıya göre hem yeni bir playstation 6 konsolu, hem de bu konsolla uyumlu bir taşınabilir cihaz yolda.

ps6 – kod adı: orion • amd tabanlı, 8 çekirdekli zen 6 işlemci • 40–48 rdna 5 compute unit’li gpu, 3 ghz hızında • 160w toplam güç tüketimi • gddr7 belleğe sahip, 160–192 bit veri yolu • ps5’e göre yaklaşık 3 kat grafik performansı • ray tracing yetenekleri ciddi oranda artırılmış • ps4 ve ps5 oyunlarına geriye dönük uyumluluk hedefleniyor • daha sessiz, daha verimli ve “uygun fiyatlı” olacağı söyleniyor

taşınabilir cihaz – kod adı: canis (veya robin plus) • 4 çekirdekli zen 6c işlemci • 12–20 rdna 5 compute unit, 1.6–2 ghz • sadece 15w güç tüketiyor • lpddr5x belleği var (128 bit), microSD ve m.2 desteği de var • dokunmatik ekran, çift mikrofon, haptik titreşim, usb-c video çıkışı • ps5/ps4 oyunlarını 60 fps’e kadar oynatabilecek güçte • bazı kaynaklara göre xbox rog ally x’in performansını geçebilir

çıkış tarihi ve fiyat beklentisi • seri üretim 2027 ortası gibi başlayacak • tahmini çıkış tarihi: 2027 sonu veya 2028 başı • ps6 konsol: 499 usd civarı • taşınabilir cihaz: 400–500 usd aralığında olabilir • sony bu nesilde hedefi maksimum performans değil, maksimum erişilebilirlik

dipnot:

bunların hepsi sızıntı niteliğinde. resmi açıklama henüz yok. ama detaylar oldukça spesifik ve daha önce doğru çıkan kaynaklardan geldiği için heyecan yarattı. amd’nin 2023 belgelerine dayandığı için bazı teknik bilgiler revize edilmiş olabilir.

entry güncellemesi geldikçe eklerim. bu konsollar çıkana kadar daha çok şey duyarız gibi duruyor.

orman yangınları
15 gün önce

Yılmaz Özdil: "Türkiye'de son 6 ayda olanlar herhangi bir Avrupa ülkesinde 60 senede bile olmuyor.

Yangın alarmı yok otelde ölüyoruz, gaz maskesi yok askeri operasyonda ölüyoruz, söndürme uçağı yok orman yangınında ölüyoruz.”

Uzun süre düşündüm bu konular hakkında ne yazılmalı diye Türkiye’nin son dönemde yaşanan bu üzücü yangınları için söylenebilecek en nitelikli eleştiriyi Yılmaz Özdil söylemiş müdahaleler oldukça ilkel kalıyor halk çare bulmaya çalışıyor.

dünya kararlar meclisi
23 gün önce

[dünya kararlar meclisi] içerisinde entry alıntısı İtiraz ediyorum tek bir ülkenin çıkarları düşünülmüş bir önergenin kabul edilemesini meclis vicdanına bırakarak kutupların kış kalmasına onun dışındaki alanların en kötü ihtimalle 5 sene 24 derece hava sıcaklığı talebinde bulunuyorum

dünya kararlar meclisi
23 gün önce

5 yıl daha yaz olmasını talep ediyorum

hikaye devam ettirme oyunu
25 gün önce düzenlendi

Abuzer, ağır adımlarla otobüsten indiğinde. Havanın kuru soğuğu yüzüne çarptığında, bozkırın sıradan rüzgarı olmadığını anladı. O an bir şeyin değiştiğini hissetti; burnuna gelen koku, taşların altından yükselen uğultu… sanki toprağın hafızası harekete geçmişti.

Valizini almak üzere bagaja yöneldi ama orada onu karşılayan, sıradan bir görevli değil, gümüş zırhlar giymiş, yüzü görünmeyen bir figürdü. Abuzer’e doğru eğilerek, kısık bir sesle konuştu: — “Gecikmedin. Gözlerin hâlâ görebiliyorsa, içeri geçmeden önce soruyu hatırla: Neyi unuttuğunu hatırlıyor musun?”

Refleksle başını çevirip çevresine bakındı. Belki bu tuhaflık birilerinin dikkatini çekmiştir diye düşündü. Ama hayır… Otobüsten inen yolcular kendi telaşlarıyla meşguldü. Kimisi valizini çekerken, kimisi aceleyle gar binasına yönelmişti. Genç bir çift, selfie çekerken gülüyordu. Yaşlı bir teyze, bir bankta dua ediyordu. .

Hiçbiri… Hiçbiri, zırhlı o garip görevliyi görmemiş gibiydi. Hatta Abuzer bile bir an kendi aklından kuşkulanır gibi oldu.

Hemen görevliye döndü. “Görevli” hâlâ orada mıydı?

Yoktu.

Bagaj kapağının yanında duran kimse kalmamıştı. Ne bir zırh parıltısı, ne bir iz… sadece donuk sarı ışığın altında, hafifçe savrulan bir toz bulutu.

Bir an için, rüzgarın kulağına fısıldadığına yemin edebilirdi: — “Geç kalma…”

Abuzer derin bir nefes aldı. Kalbi biraz hızlı atıyor, elleri hafifçe titriyordu. Ama nedense bir adım geri atmaktansa, valizini kavrayıp gar binasına doğru yürümeye başladı. İçinde, adını koyamadığı bir merak, bir çağrı vardı.

yeni atasözü üretme başlığı
1 ay önce düzenlendi

Bluetooth bağlanmadan müzik, gönülden sevmeden sevda olmaz..

ben basit bir adamım
1 ay önce

Ben basit adamım, kalabalık ortamlarda susarım

paylaşmaktan çekindiğin en büyük hayalin
1 ay önce

Ben ilk kez tanıştığım insanlara asla söyleyemeyeceğim çocukluktan gelen bir hayale sahibim samimi olduğum kişilere bu hayalimi paylaştım tabi benim çocukluktan beri süregelen hayalim Tır şöförü olmak Evet çok saçma ama büyük cüsseleri ve konforlu sürüşleri olan Amerikan tırları görünce ah keşke diyorum

en korktuğun filmi anlat
1 ay önce

En çok korktuğum film Şeytan (1973, The Exorcist) olmuştu. Özellikle kafasını 180 derece çevirdiği sahne… Küçüktüm, televizyonda denk gelmiştim. Zaten o zaman da eski bir filmdi ama günlerce travma yaratmıştı.

3. dünya savaşı kapıda mı
1 ay önce

amerika’nın iran’ın stratejik noktalarını bombalamasıyla birlikte dünya, soğuk savaş sonrası en tehlikeli döneme girmiş olabilir. gelen ilk bilgiler, hedef alınan noktaların iran’ın hava savunma sistemleri, radar üsleri ve nükleer altyapısı olduğunu gösteriyor.

olayın hemen ardından iran, çin ve rusya’dan resmi olarak destek talep ettiğini duyurdu. bu gelişmeler, klasik diplomatik restleşmenin ötesine geçmiş gibi duruyor. eğer iran topyekûn bir karşılık verirse, sadece ortadoğu değil tüm dünya çok cepheli bir çatışmanın içine sürüklenebilir.

türkiye şuan için tarafsız barışçıl bir konumda gibi görünüyor.

ghost of tsushima
1 ay önce

Seven Samurai ve Zatoichi gibi filmlerin hayranı olarak pek objektif bir görüş sunamasam da, benim kadar samuray kültürüne uzak olan pek çok oyuncuyu bile ambiyansıyla içine çekebilen Sucker Punch yapımı bu samuray oyunu, oldukça etkileyiciydi.

Ghost of Tsushima’nın hikâyesi, Moğolların saldırısına uğrayan Japonya’nın küçük bir adası olan Tsushima’da geçiyor. Oyundaki “Ghost” lakabı ise tamamen sizin tercihinize bağlı olarak şekillenebiliyor. Oynanış size iki yol sunuyor: Gizlilikle ilerlemek ya da doğrudan düşmana bağırarak saldırmak.

Ancak unutulmaması gereken bir detay var: Samuray kültüründe gizlilik, bir tür ihanettir. Bu nedenle oyunun hikâyesi, düşmanlara önceden haber vererek onurlu bir şekilde savaşmanı bekleyen bir yapıya sahip.

Oyunu %100 tamamlamak için bazı tekrar eden mini oyunları oynamak zaman zaman sıkıcı olsa da, hikâye oldukça akıcı ve oyun mekaniği son derece keyifliydi.

Darısı “Ghost of Yotei”ye… Umarım bu yeni oyunda da aynı atmosfer ve oynanış deneyimi başarıyla devam ettirilmiştir.

yedinci mühür
1 ay önce

ölüm kavramını insan zihninin en sembolik yüzleşmelerinden biriyle buluşturan ikonik bir tema. bu temanın en çarpıcı örneği ise ingmar bergman’ın 1957 tarihli det sjunde inseglet yani yedinci mühür filminde karşımıza çıkar.

filmde, haçlı seferlerinden yorgun ve inançsız bir şekilde dönen bir şövalye olan antonious block, veba salgınının kasıp kavurduğu isveç kıyılarına adım atar. orada karşısına çıkan siyah cüppeli ölüm figürüne meydan okuyarak onunla bir satranç oyunu başlatır. bu oyunun sonucu şövalyenin kaderini belirleyecektir. bu anlatı, ölüm karşısındaki insan direncini, anlam arayışını ve kaçınılmaz sona karşı verilen son entelektüel mücadeleyi simgeler.

bergman bu sahneyi yaratırken yalnızca dramatik bir anlatım kurmamış, aynı zamanda görsel olarak da unutulmaz bir imge oluşturmuştur. yönetmenin bu ikonik sahne için ilham aldığı eser ise albertus pictor adlı ortaçağ isveçli bir ressama ait bir kilise duvar çizimidir. tablonun adı: “death playing chess” (ölüm satranç oynuyor). bu fresk, 15. yüzyılda täby kilisesi’nin duvarına işlenmiş olup ölümle karşı karşıya gelen bir adamı, satranç tahtası başında resmeder.

bergman, çocukken bu resmi sık sık gördüğünü ve zihninde iz bıraktığını dile getirir. zamanla bu görüntü, onun sanatsal düşünce dünyasında “ölümle hesaplaşma” metaforuna dönüşmüştür.

günümüzde bu sahne sadece sinema tarihine değil, ölüm ve sanat ilişkisine dair tüm disiplinlere yayılan güçlü bir sembol halini almıştır. ölümle satranç oynamak artık sadece bir film sahnesi değil; varoluşsal sorgulamaların, insan bilincinin trajikomik iradesinin bir temsili olarak kabul görmektedir.

yapay zeka influencer dönemi
1 ay önce

google’ın veo 3 isimli video yapay zekasını tanıtmasından sonra sosyal medya, özellikle instagram keşfet bölümü, yapay zeka ile hazırlanmış içeriklerle dolup taştı. başlangıçta etkileyici ve çığır açıcı gibi görünse de, zamanla bu alanın da diğer trendlerde olduğu gibi bir doygunluk noktasına ulaşacağı aşikâr.

şu anda keşfette karşıma sürekli yapay zeka röportajları, deepfake sunucular, promptlarla üretilmiş sahte röportajlar çıkıyor. bazıları gerçekten iyi, bazıları ise sadece “çıkmış olmak için çıkmış” içerikler. bu noktada içerik kalitesi, izleyiciyle kurulan bağ ve yaratıcılık belirleyici olacak. kalitesiz işler tıpkı geçmiş dönemlerdeki “herkesin podcast yaptığı dönem” gibi bir süre sonra elenecek.

benim şu an vongo isminde takip ettiğim bir yapay zeka maymun influencer var, evet, yanlış duymadınız: bir maymun. ama içerikleri o kadar düzenli, akış o kadar sağlam ki, gerçekten keyif alıyorum. bu, aslında yeni dönemin bir ön izlemesi gibi. eskiden komedyen, müzisyen ya da fotoğrafçı takip ederdik; artık belki de yapay zekaların yönettiği dijital karakterler takip edilecek.

önümüzdeki dönemde “hangi yapay zeka influencer’ı takip ediyorsun?” gibi sorular gündelik sohbetin bir parçası olacak gibi duruyor. belki de “insan içerik üreticiler” sadece niş bir kitleye hitap edecek. zaman gösterecek ama artık yapay zekaların influencer olduğu bir döneme resmen adım attık.

yap-işlet-devret modeli
1 ay önce

“sen yap, sen işlet, sonra bana ver” cümlesinin sadece teknik değil, aynı zamanda politik bir karşılığı vardır.

Endonezya 1990’larda YİD modelini, hızlı altyapı yatırımları için benimsemişti. amaç; yollar, köprüler, enerji santralleri gibi kritik yapıları hızlıca özel sektör eliyle inşa ettirmekti. ama işler kağıt üstünde olduğu gibi gitmedi.

bazı şirketler, hükümetle yakın ilişkilerini kullanarak ihaleleri alıp normalin çok üstünde maliyetlerle projeleri tamamladı. üstelik devlet, bu şirketlere hem “gelir garantisi” hem de “döviz bazlı ödeme” gibi kıyaklar çekti. Devlet yetkilileri şirketle aynı fotoğrafta poz verdi.

yani model “devlet yatırımı gibi görünen ama özelleştirilmiş kar mekanizması” haline geldi. kazanan: müteahhit ve onun politik bağlantıları. kaybeden: halk ve doğa oldu.

bayhan
2 ay önce

[bayhan] içerisinde entry alıntısı Farklı bir bakış açısı tabi herkes için sanat aynı anlama gelmiyor ancak bence sanatçının ahlaklı ve iyi olduğunu bilmek şahsım adına sanatını yücelten ve daha anlamlı kılan bir eylemdir

asgari ücrete ara zam
2 ay önce

temmuz ayı yaklaşırken özellikle alım gücünün hızla düştüğü bu dönemde, asgari ücretlilerin gözü kulağı hükümetten gelecek bir “ara zam” açıklamasına çevrilmişti. enflasyonun resmi rakamlar haricinde cep yaktığı bir ortamda milyonlarca kişi için bu zam adeta hayati önem taşıyor.

ancak hazine ve maliye bakanı mehmet şimşek’in son açıklamaları umutları büyük ölçüde kırdı. ara zam gündemimizde yok mesajını net olarak verildi. gerekçe olarak da ücret artışlarının enflasyonu körükleyici etkisi gösteriliyor. yani klasik “ücretler artarsa enflasyon artar” söylemi bir kez daha masada.

buna karşın sokaktaki gerçekler çok daha sert: asgari ücret, açlık sınırının bile altında kalmış durumda. bir yandan geçim savaşı veren milyonlar, diğer yanda mali disiplin vurgusu yapan ekonomi yönetimi…

hayat
2 ay önce

Hayat, çoğu zaman sürgün yediğimiz yere geri dönme çabasıdır. Cennetten kovulduğuna inanan insan, Tanrı’yı arar. İşten ayrılan bir adam eski düzenini, terk edilmiş bir kadın sevildiği günleri, annesinin sevgisini bulamamış bir çocuk ise hak ettiği ilgiyi arar. Hepsi, bir şekilde evine dönmek ister.

Oysa Şule Gürbüz’ün de dediği gibi: “İnsan ara sıra evini yakmalı ve çıkıp seyretmeli.”

/Aytuğ Akdoğan’dan alıntıdır./

omurgalı olmak
2 ay önce

herkesin diline pelesenk olmuş ama uygulaması zor bir duruş biçimi. genelde şu anlamlara gelir:

doğru bildiğinden şaşmamak,

baskı karşısında eğilmemek,

çıkarlar için kişiliğinden ödün vermemek,

rüzgâr ne taraftan eserse o tarafa dönmemek.

politikada, iş dünyasında, sosyal ilişkilerde ve hatta gündelik hayatta bile büyük önem taşır. ama ne yazık ki omurgalı duruş, çoğu zaman "kaybettirir." çünkü eğilmeyen, bükülmeyen insanlar; sistemin ya da kalabalığın işine gelmez.

bir kişinin omurgalı olup olmadığı kriz anlarında belli olur. herkesin elini taşın altına koyduğu, çıkarların çarpıştığı, baskının arttığı zamanlarda eğilip bükülmeyen, yalan söylemeyen, iki yüzlü davranmayan kişidir omurgalı olan.

yalnız kalmak mı? yüksek ihtimal. ama gece kafanı yastığa koyduğunda huzurla uyursun.

bir de şu vardır: omurgalı duruş, sürekli çatışmak ya da her şeye "hayır" demek değildir. gerektiğinde uzlaşabilmek ama yine de çizgilerini koruyabilmektir. kırmadan, dökmeden, ama gerektiğinde sertçe hayır diyebilmektir.

istatistikler
  • toplam entry sayısı: 77
  • başlık sayısı: 55
  • aldığı beğeni: 164
  • günlük ortalama entry: 0.5