kalemdar

kalemdar

üyelik: 03.04.2025 son giriş: 10 gün önce

17 entry
9 başlık
34 beğeni
yeni atasözü üretme başlığı
28 gün önce

Biz bir aileyiz (iş yerlerinin atasözüdür bu)

yeni atasözü üretme başlığı
29 gün önce

Senin güttüğün koyun kadar benim öptüğüm(!) çoban var

şirket kurma ve yönetme başımdan geçenler
1 ay önce

şirket kurma ve yönetme başımdan geçenler bölüm 2

NACE kodlarından bahsedecektim bu enrtyde https://www.ito.org.tr/documents/Uye_Sicil/Dokumanlar/meslek-gruplari.pdf Bu site üzerinden tüm nace kodlarına ulaşabilirsiniz. Her kodun kendi içinde avantajları ve dezavantajları bulunmakta burada en iyi bilgiyi müşavirinizden alabilirsiniz. Eğer tam hakim değilse şirket hukuku çalışan avukatlar veya vergi dairesindeki memurlar da gayet iyi bilmekte.

Dikkat çekmek istediğim husus ise toptan ve perakendenin ayırdımı.

PERAKENDE iş yapacak olsanız da ne yapın edin toptan kodunu ekletmeye çalışın kodunuza. Çünkü perakende iş yapıyorsanız eğer koca koca AŞ bile olsanız pos alamazsınız sadece yazarkasa almanız gerekmekte. Yazar kasa ise taşınabilen bir ürün değildir masa üstünde durur fiziki kredi kartı ile ödemenizi alırsınız. Bu yazarkasa ise entegrasyona muhtaçtır aldığınız ödemenin fişini hemen o an kesip müşteriye vermeniz gerekir bu da direkt satış olur anında vergisi kesilir fatura derdinizi biraz olsun hafifletir.

Ama toptan nace kodu ile pos alabilirsiniz. Bu demek değil ki ödemeyi alıp fatura kesmeyeyim yok öyle bir şey. POS işlemlerinde slip olur dekont gibi düşünebilirsiniz yine fiş de denebilir bunun mali bir değeri yoktur sadece işlemi yaptım diye göstermek için vardır. Dikkat ederseniz üzerinde de %10 veya %20 kdv yazmaz sadece çekilen tutar yazar. Buradaki alışverişin sonunda doğan meblayı da fatura etmek zorundasınız. Ve bu faturayı müşavirinize teslim ederken kredi kartı ile pos ödemesi alınmıştır diye belirtmek zorundasınız. Nakit eft havale ödemelerde bunu belirtme zorunluluğunuz yok. Faturayı vermeniz yeterlidir.

Aradaki farkı anladınız diye umuyorum. Her türlü ikisinin de denetim mekanizması çok kuvvetlidir verginizi paşa paşa verin gününü aksatmayın başınız ağrımasın ikisinin de usulsüzlük cezaları çok fazladır. Rakamlar minimum 100 bin TL'den başlamakta (ceza rakamları ve ödeme başı alınır).

POS için de sizlere tavsiyem mobil pos kullanmanız. Bunu elde taşınan mobil pos cihazlarıyla karıştırmayın. Bankaların sizlere sunduğu bir avantajdır bu. Artık bir çok bankanın böyle uygulaması mevcut. Mobil uygulama üzerinden kredi kartı bilgisi girerek ödeme almak gibi düşünün çok rahatlatıyor bu işlemler sizi.

Bilmeniz gereken diğer husus ise ödeme aldıktan sonraki vade süreci. Ertesi gün ödemelerde çoğunlukta bankalar komisyon alacaklar. 100TL bir ödeme aldığınızı farz edelim. Bu 100TL kdv dahil olarak hesap edilir banka ertesi güne ortalama %2 veya %5 arası komisyon alır ama paranız ertesi gün hesabınıza girer. Genelde çok büyük hacimli firmalar ve kafeler kullanır bunu tercih size kalmış. 2. türlü de pazarlık ve devletin sunduğu avantajlarla bunu 5-7-10-20-40 güne kadar sarkıtıp komisyonsuz ödemenizi alabilirsiniz. Bu sistem de şöyle çalışır: 100TL ödemenizi aldınız ya bu parayı 9 gün sonra hesabınıza geçirir banka o güne kadar mevduat veya katılım hesabında bekletir dokunamazsınız bu süreç sonunda hesabınıza kesintisiz geçer para. Dediğim gibi pazarlığa açıktır bankalar ilk anlaşmada 40 gün 0 komisyon vade açıp ilerleyen zamanlarda 9 güne 7 güne düşürdükleri de olabilir. Bankadan bankaya veya nace kodundan nace koduna da bu değişir. Kampanyalara dahil olarak değişiklik gösterebilirler. Bunu bankanızla mutlaka görüşün.

Gelelim vergilere her ay matrah vergisi vardır 450-500TL arasında değişir zorunlu ödemedir. 3 ayda bir başka bir vergi vardır o da yine 750-1000TL arasında değişiklik gösterir. Gelir vergisi eğer şahıs iseniz ve yaşınız 30 altındaysa yıllık açıklanan hedef kâr rakamına kadar probleminiz olmaz. KDV paşa paşa ödersiniz. Burada kdv düşürme veya gelir vergisi düşürme gibi işlemler var gider göstererek yapılır bunları da diğer konuda detaylandıracağım.

şirket kurma ve yönetme başımdan geçenler
1 ay önce

Şirketimi kuralı tam 6 ay oldu ve bu süreçte başımdan geçenleri kısa kısa anlatmak istiyorum.

Öncelikle LTD mi Şahıs şirketi mi diye oturup araştırma yaptım ve yaşımın 30'u geçmemesinden dolayı sgk ve kosgeb teşviklerinden yararlanmak adına şahıs şirketi kurmak istedim.

KOSGEB GENÇ GİRİŞİMCİ ŞİRKET KURMA DESTEĞİ

Burada çok önemli bir ayrıntı vermek istiyorum; KOSGEB girişimci ve genç girişimci için şirket kurma desteği veriyor. 10 bin TL girişimci şirket kurma desteği + 10 bin TL de yaşınız 30'un altındaysa eğer genç girişimci şirket kurma desteği alabiliyorsunuz. Şirket açarken 20 bin TL destek verilmesi gayet güzel ilk aşamada masa sandalye veya başka ürün alımınızda sizi rahata erdirir.

Dikkat çekmek istediğim husus ise (ben bu hataya düştüm siz düşmeyin lütfen 🥹) şirketi kurmadan önce KOSGEB'in 2 adet sınavlı eğitimini bitirmiş olmanızı istiyorlar. Geleneksel Girişmci ve Girişimci eğitimlerini geçip sınavlara girmeniz gerekiyor. (https://lms.kosgeb.gov.tr/login/login_page/index.html) link burada e-devlet ile giriş yaparak videoları izleyip belgelerinizi aldıktan sonra şirket kurun.

"SAKIN HA BUNLARI ALMADAN ŞİRKET KURMAYIN! SAKIN SAKIN SAKIN!!!"

BAĞKUR DESTEĞİ

30 yaş altına 12 ay boyunca devletimiz bağkur desteği veriyor. Yani bağkura herhangi bir ödeme yapmıyorsunuz. Bunu dilekçe ile yapıyorsunuz siz de hazırlayıp SGK'nin Bağkur birimine verebilirsiniz ya da müşaviriniz de hazırlayıp size verir ve yine iletebilirsiniz. Tavsiyem müşavirinizin yapması. Bu 12 ay geçerli yani süreç sonunda bağkura borlandırılıyorsunuz. İster aylık ödeyebilirsiniz isterseniz biriktirip ödeyebilirsiniz faiz var mı yok mu dikkat etmenizi öneririm.

ŞİRKET ADRESİ

Bu süreçte illaki bir adres göstermeniz gerekir yine burada benim ağzım yandı sizin yanmasın. Ev adresinizi de gösterebilirsiniz ya da sanal ofis hizmeti veren firmalardan yıllık çok uygun fiyata ve ayrıcalıklı hizmetlerle sanal ofis kurabilirsiniz. Eğer sanal ofis gösterecekseniz herhangi bir kira stopajı çıkmaz çünkü size fatura kesecekler bu faturayı gider gösterebilirsiniz. Ama eğer ev adresinizi gösterecekseni kira sözleşmenizdeki rakam üzerinden devletimiz stopaj alacaktır bunu da kdv gibi düşünebilirsiniz yine gider gösterebiliyorsunuz. Sözleşmedeki tutar ne kadar düşükse o kadar az stopaj çıkar (örneğin yıllık 60 bin TL ise kiranız 12-15 bin TL arası stopaj çıkacaktır).

Eğer normal ofis veya dükkan tutacaksanız ise bu stopajı vergi dairesine aynı gün bildirme zorunluluğunuz yok yıl sonunda bildirebilirsiniz. Yani bu demek oluyor ki stopajı yıl sonunda ödeyeceksiniz. Ötelemek dışında bir artısı yok tabi ki.

İlk kısımlar bunlardı kısaca anlattım çünkü öyle aman aman uzun bir yol değil 3 gün 1 hafta arası sürüyor tüm bu süreç.

Bundan sonraki kısımda da NACE kodlarından bahsedeceğim ne kadar önemli olduğunu sonrasında anladım ama şükür ki müşavirim ve vergi dairesindeki görevli memur çok güzel yardımcı oldu bana.

Vakit olursa bugün yoksa ilerleyen günlerde yazacağım sağlıcakla kalın...

hikaye devam ettirme oyunu
3 ay önce

Valizi kapattıktan sonra annesinin odasına gitti, kapının eşiğinde durdu. Uyuyan annesine sessizce baktı, ardından fısıltıyla, “Hakkını helal et ana,” dedi. Geriye dönmeden evden çıktı. Yağmur hâlâ dinmemişti. Islanarak otobüslerin kalktığı terminale doğru yola düştü.

hikaye devam ettirme oyunu
3 ay önce

Kısa bir paragraf ile öyküyü başlatacağız. Bu entry'den sonra farklı bir kişi gelip öykünün devamını yazacak. Çok uzatmadan kısa kısa yazılacak. Amacımız öyküyü bitirmek değil, öyküyü mümkün olduğunca uzatmak olmalı.

Ben başlıyorum;

Yağmurlu bir Mayıs akşamı. Abuzer'e bir haber ulaştı. Erciyes Üniversitesini kazanmıştı. Evet, üniversiteye başlayacaktı. Lakin sırtında bir ton yük var ve cebinde beş kuruş yoktu.

felsefi sözler
3 ay önce

“Karanlıktan korkan bir çocuğu kolaylıkla affedebiliriz. Hayattaki gerçek trajedi yetişkinlerin aydınlıktan korkmasıdır.”

-Eflatun

yozlaşmışlığın ve liyakatsizliğin memurları
3 ay önce

Resmi kurumlara işi düşene Allah sabır versin. Bu cümle ile başlamak istedim yazıya. 1,5 ay kadar oldu bir tayindir uğraşıyoruz. Normalde Mart'ta çözülecek mesele iş bilmez icraati olmaz memurlar yüzünden Haziran ayına atıldı. Dilekçeyi işleme koymayı unutmuş, gerekli olan ve verdiğimiz evrakları işleme sokmamış fosil yaştaki insanlara bağlı yaşamak ne kadar zormuş...

Hatasını anlayıp az biraz utanmasını beklediğimiz insan bize halen üstten bakıp da "arayıp durmayın sizle mi uğraşacağız" diyebiliyor.

Şikayet etmeye kalkıyorszun yetkili mercii "bunlar olabilir şeyler" diyip hiçbir iş yapmıyor asla ve kata çözüm üretmiyorlar.

Sadece bir dert dökmeydi benimki. Ve sadece biriydi...

ilk kırık
4 ay önce

Geçtiğimiz cumartesi günü ilk kırık deneyimimi tatmış bulundum İlk anda sıcağı sıcağına fark edilmiyor ama 35-40 dk sonra şişmeye ve uyuşmaya başlıyor. Bende dirsek kısmında kırık yaşandı bu da çok ters bir yer olduğu için omuz altından bileklere kadar alçı ile sarıldı. Ve parçalı olmadığı için ameliyat istemedi 1.5 ay sonra çıkacak alçılar. Bol bol kemik suyu paça vs iyi gelir diyorlar deneyelim görelim… Varsa acı deneyimleriniz sizleri de okuyalım

kadınlar evde ceo değildir
4 ay önce

[kadınlar evde ceo değildir] içerisinde entry alıntısı

Sözün özü…

can sıkıcı detaylar
4 ay önce

Bayramlarda artık aramaktan çok aranıyor olmak.

yıllar sonra eski mahallene dönmek
4 ay önce

Akşam ezanına kadar oyun oynadığın arkadaşlarının birçoğu ile iletişimin kalmaması ve neredeyse hepsinin evlenip barklanıp farkı hayatlar yaşıyor olması.

En acısı da teyzelerin amcaların ya rahmetli olması ya da ikinci ayağını da çukura düşürüyor olması.

Geçmişimiz o güzel geçmişimiz…

can sıkıcı detaylar
4 ay önce

Resmi bir işlem için devlet dairesine gidecek olmak.

kalemsoft bilişim
4 ay önce

2025 yılında kurulmuş bir bilişim firmasıdır.

Teknolojik dönüşümü desteklemeyi ve inovasyonu iş dünyasına ve bireylerin günlük yaşamlarına entegre etmeyi amaçlayan bir şirkettir.

Yaratıcı ve çözüm odaklı düşünceyi teşvik ediyor

Müşterilerin ihtiyaçlarına odaklanıyor ve uzun vadeli iş ilişkileri kurmaya önem veriyor

İşbirliğini ön planda tutarak daha büyük başarılar elde etmeyi hedefliyor

Teknolojik gelişmeleri, çevresel ve toplumsal sorumluluklarla birleştirerek sürdürülebilir çözümler üretiyor

Kurucusu Fatih Özdemir’dir

erciyes astronomi
4 ay önce

Ah, Erciyes Üniversitesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü! Hani şu Erciyes Dağı'nın zirvesiyle "Kim daha yüksek?" yarışına giren, ama bir yandan da ayakları yere basıp "Hocam, bu yörünge hesabıyla Kayseri pastırmasının kilosu ne kadar oynar?" diye düşünen güzide topluluk... Burası, öğrencilerin geceleri romantik olsun diye yıldızları izlemediği, aksine "Şu Alpha Centauri'nin paralaks açısı yine mi kaymış, hay aksi!" diye hayıflandığı yerdir. Teleskop başına geçtiklerinde evrenin sırlarını aralarlar, ama aralayamadıkları tek sır, kantindeki çayın neden her dönem zamlandığıdır. Rivayet odur ki, bölümde "Kara Delik Pazarlığı 101" ve "Evrensel Çekim Yasası'nı Kullanarak Mantı Hamuru Açma Teknikleri" gibi gizli dersler verilmektedir. Öğrenciler, bir yandan kuazarların ışık hızını hesaplarken, diğer yandan "Acaba uzaylılar gelse onlara öğrenci indirimi yapar mıyız?" diye kafa yorarlar. Çünkü ne de olsa burası Kayseri, ticaret ruhta var! Gözlemevi geceleri meşhurdur. Tekir Yaylası'nda, dondurucu soğukta titreyerek Jüpiter'in uydularını saymaya çalışırken, içlerinden bir ses "Şimdi sıcak bir tas kelle paça olsa, tüm galaksiyi fethederdim!" der. Sınav haftaları ise bambaşkadır; formüller havada uçuşur, uykusuzluktan gözler Büyük Ayı takımyıldızına döner ve "Hocam, kara maddeyi bulduk ama final notunu kaybettik, olur mu öyle şey?" serzenişleri duyulur. Kısacası Erciyes Astronomi, başını sonsuzluğa kaldırıp evrenin en büyük gizemlerini sorgularken, aynı zamanda "Abi bu teleskobun ikinci eli kaça gider?" diyecek kadar pragmatik olabilenlerin, yıldız tozuyla pastırma kokusunun birbirine karıştığı, hem kozmik hem de alabildiğine "bizden" bir yerdir. Evren kadar geniş, Erciyes kadar heybetli, Kayseri pazarlığı kadar çetrefilli!

kesin inançlılar - eric hoffer
4 ay önce

Eric Hoffer'ın "Kesin İnançlılar"ı, tarihin sahnesinde devleşen kitlesel hareketlerin – ister dini bir vecd, ister siyasi bir devrim, isterse milliyetçi bir tutku olsun – ateşli kalbine yapılmış cesur bir yolculuktur. Hoffer, bu muazzam kalabalıkları harekete geçiren sloganlara veya kutsal metinlere değil, o kalabalıkları oluşturan bireylerin, yani "kesin inançlıların" ruhsal haritasına odaklanır. Kitap, bizi bu sarsılmaz bağlılığın kaynağına götürür: Çoğu zaman bu, bireysel hayal kırıklığı, amaçsızlık, içsel bir boşluk ve kişinin kendi "istenmeyen benliği"nden umutsuzca kaçma arzusudur. Kitle hareketleri, bu kayıp ve öfkeli ruhlara karşı konulmaz bir sığınak sunar: Basit ve mutlak doğrular, uğruna ölünecek bir dava, nefret edilecek ortak bir düşman ve en önemlisi, anlamsızlaşmış bireysel varoluşun ağırlığını unutturacak kolektif bir kimlik ve eylem coşkusu. Hoffer'ın keskin zekâsı, farklı renklerdeki bayraklar altında toplanan bu insanların psikolojik olarak birbirine ne kadar benzediğini gözler önüne serer. Onları çeken şey, hareketin özel öğretisinden çok, sunduğu yapı, aidiyet ve kişisel sorumluluktan kaçış vaadidir. "Kesin İnançlılar", bireysel benliği feda etmenin o tuhaf cazibesini, dogmatizmin psikolojisini ve tatminsiz ruhların nasıl tarihin en güçlü ve bazen en yıkıcı motorlarına dönüşebildiğini anlatan, unutulmaz ve zaman aşımına uğramayan bir eserdir. İnsanın anlam arayışının ve aidiyet ihtiyacının karanlık yüzüne tutulmuş güçlü bir projektördür.

insanın anlam arayışı - v. frankl
4 ay önce

Viktor Frankl'ın "İnsanın Anlam Arayışı", insan ruhunun en karanlık derinliklerine, Nazi toplama kamplarının akıl almaz dehşetine yapılmış sarsıcı bir yolculuktur. Ancak bu kitap, yalnızca bir hayatta kalma mücadelesi anlatısı değildir; aynı zamanda insan varoluşunun en temel sorularından birine, "acı ve kayıp karşısında yaşam nasıl anlamlı kılınabilir?" sorusuna verilmiş derin bir yanıttır. Frankl, bir psikiyatr ve kamp esiri olarak, insanlık onurunun ayaklar altına alındığı, her türlü maddi ve manevi dayanağın yitirildiği bu cehennemde, bazı tutsakların yaşama tutunmasını sağlayan gücün ne olduğunu gözlemler. Gördüğü şudur: Dış koşullar ne kadar acımasız olursa olsun, insanın elinden alınamayan son bir özgürlük vardır; o da içinde bulunduğu duruma karşı takınacağı tavrı seçme özgürlüğüdür. Yaşama anlam katan şeyin, geleceğe dair bir umut, sevilen birinin hayali, tamamlanmayı bekleyen bir görev ya da en basitinden, çekilen acıya onurlu bir şekilde katlanma iradesi olabileceğini keşfeder. Frankl, insanın temel motivasyonunun haz arayışı (Freud) veya güç istenci (Adler) değil, bir "anlam istenci" olduğunu savunur ve bu gözlemler üzerine kendi psikoterapi ekolü olan Logoterapi'yi geliştirir. "İnsanın Anlam Arayışı", trajedinin ortasında bile insanın anlam yaratarak ayakta kalabileceğini, en zorlu şartlarda dahi yaşamın potansiyel bir anlam taşıdığını ve bu anlamı bulmanın insanın kendi sorumluluğu olduğunu anlatan, umut ve direnç dolu, unutulmaz bir eserdir. İnsan ruhunun kırılganlığı kadar, direncini ve anlam yaratarak acıyı aşma gücünü de gözler önüne serer.

istatistikler
  • toplam entry sayısı: 17
  • başlık sayısı: 9
  • aldığı beğeni: 34
  • günlük ortalama entry: 0.1