Erciyes Sözlük
Bilgi paylaşım platformu yükleniyor...
Başlatılıyor...
yunuskarakoc - Kullanıcı Profili - Erciyes Sözlük
yunuskarakoc

yunuskarakoc

admin

üyelik: 26.03.2025 son giriş: 3 saat önce

77 entry
55 başlık
164 beğeni
bayhan
2 ay önce

popstar türkiye gibi reyting uğruna insanların hayatlarıyla oynanan bir yarışmada, geçmişi yüzünden linç edilen; medya tarafından dışlanan, jüri üyeleri tarafından aşağılanan bir adamdı o. sırf hayatı diğerlerinden “farklı” diye, müzikle kendini yeniden inşa etmeye çalışan bir insana toplumun nasıl acımasız olabileceğini izledik hep beraber. ama bayhan, o linçin içinden alnı ak, duruşu bozulmadan çıktı.

ne isyan etti, ne de kendini küçülttü. içine kapanmadı ama kimseye yaranmaya da çalışmadı. kendini “temiz göstermek” uğruna yapmacıklıkla değil, samimiyetle, yıllar süren müzikal emeğiyle var etti. ona yapılan haksızlıklar, bir başkasını silikleştirirdi; oysa bayhan daha da parladı. çünkü o zaten “meşhur olmak” için değil, “şarkı söylemek” için vardı.

bugün hâlâ geçmişiyle yüzleşip onunla barışmış bir sanatçı olarak karşımızda. ruhunda ne kibir, ne öfke… sadece hayatın sertliğine rağmen incelmiş bir yürek, olgun bir duruş ve zamana direnen bir ses var.

kısacası bayhan, bu ülkede sadece sesiyle değil, gördüğü linçlere rağmen sapasağlam kalabilmesiyle de örnek bir figürdür. herkese rağmen kendisi kalabilmiş nadir insanlardan. ve bu dünyada kendin kalabilmek, en az iyi şarkı söyleyebilmek kadar değerlidir.

türk kahvesi
2 ay önce

tek fincanla asla yetmeyen, garsona “double türk kahvesi” dedirttiren, kahveyle olan ilişkimi sorgulamama sebep olan milli içeceğimiz. bazen diyorum ki “ben en büyük hatayı büyük fincanda içerek yaptım çünkü beni durduran o küçük fincanmış?”

espresso’nun osmanlı görmüş versiyonu. içerken kendisiyle birlikte azıcık telve, biraz da geçmiş geliyor. çünkü türk kahvesi öyle dümdüz içilip kalkılan bir şey değil; yanında su gelir, lokum gelir, fal gelir, geçmişten travmalar gelir.

yeni türkiye
2 ay önce

Son yıllarda hızla artan göç dalgasıyla birlikte toplumsal dengelerde ciddi kırılmalar yaşandığını gözlemlemek mümkün.

Özellikle ekonomik ve kültürel yapıda meydana gelen değişimler, birçok vatandaşta “artık bu ülkede kendi kimliğimi ifade ederken bile tedirgin oluyorum” hissi uyandırıyor.

Bu göçlerin sadece insani değil, aynı zamanda sosyolojik ve politik yansımaları da oluyor.

Ekonomik uçurumun giderek büyümesi, orta direğin adeta silinmesi ve alt gelir grubunun iyice zorlanması da bu sürecin bir başka boyutu.

Bu durum, bazı rejimlerde sıkça görülen bir şey: Toplumun farklı kesimlerini birbirinden koparmak, kutuplaşmayı besleyerek siyasi dengeyi kendi lehine çevirmek.

Elbette herkesin hikayesi farklı, ama tüm yaşananlar bir tesadüf değil.

protest türkçe rap
2 ay önce

türkçe rap, her ne kadar bazı kesimlerce yabancı kültür özentisi olarak görülse de, şahsım adına değerlendirdiğimde, bu müzik türünü modern bir âşık atışması gibi algılıyorum. elbette burada bahsettiğim, amerikan kültüründen ithal edilen kadın objeleştiren ve görgüsüzlük yayan, materyalist örneklerin dışında kalan kısımdır.

doğru kullanıldığında rap, halkın yaşadığı dertleri, sistemle çatışmaları, yok sayılan sesleri duyurmak için son derece güçlü bir araç olabiliyor. özellikle protest rap, halkın şikayetçi olduğu yaraları kaşımaktan ve gerçekleri yüzümüze vurmaktan hiç çekinmiyor.

çünkü protest rap, asla medyanın göstermek istemediği gerçek halkın sesi.

aşağıda, bu duruşu taşıyan bazı türkçe protest rap parçaları yer almakta:

Çağrı Sinci - Hep Biz Öldük Saian - Feleğin Çemberine 40 Kurşun Ozbi - Rant Hilafeti

ilk iş günü
2 ay önce

1 hafta çalışabildim. Kabul ettim artık; insanlardan emir komuta almak beni aşıyor. Artık birinin direktifleriyle değil, kendi kararlarımla bir yol çizmem gerektiğini fark ettim. Personel olarak çalışmak, zamanla gelişim aracı olmaktan çıkıp bana yük olmaya başladı. Bu kısa sürede bile, içimdeki “kendi ayakların üzerinde durma” isteği daha da güçlendi. Belki zor olacak ama özgürlük kolay yoldan gelmiyor. Şimdi sıra, gerçekten kendim için çalışmakta.

istemem eksik olsun
2 ay önce

Edmond Rostand’ın yazdığı Cyrano de Bergerac oyununda geçen tiradı –––– Ne yapmak gerek peki? Sağlam bir arka mı bulmalıyım? Onu mu bellemeliyim? Bir ağaç gövdesine dolanan sarmaşık gibi Önünde eğilerek efendimiz sanmak mı? Bilek gücü yerine dolanla tırmanmak mı? İstemem!

Herkesin yaptığı şeyleri mi yapmalıyım Le Bret? Sonradan görmelere övgüler mi yazmalıyım? Bir bakanın yüzünü güldürmek için biraz şaklabanlık edip, Taklalar mı atmalıyım? İstemem! Eksik olsun!

Her sabah kahvaltıda kurbağa mı yemeli? Sabah akşam dolaşıp pabuç mu eskitmeli? Onun bunun önünde hep boyun mu eğmeli? İstemem! Eksik olsun böyle bir şöhret! Eksik olsun!

Ciğeri beş para etmezlere mi “yetenekli” demeli? Eleştiriden mi çekinmeli? “Adım Mercuré dergisinde geçse” diye mi sayıklamalı? İstemem! İstemem! Eksik olsun!

Korkmak, tükenmek, bitmek… Şiir yazacak yerde eşe dosta gitmek. Dilekçeler yazarak içini ortaya dökmek? İstemem! Eksik olsun! İstemem! Eksik olsun!

Ama şarkı söylemek, düşlemek, gülmek, yürümek… Tek başına… Özgür olmak… Dünyaya kendi gözlerinle bakmak… Sesini çınlatmak, aklına esince şapkanı yan yatırmak… Bir hiç uğruna kılıcına ya da kalemine sarılmak… Ne ün peşinde olmak, para pul düşünmek, İsteyince Ay’a bile gidebilmek. Başarıyı alnının teriyle elde edebilmek.

beyaz yaka
2 ay önce

Beyaz yaka olmak, bazen görünmez bir işçiliğin kahramanı olmak gibi. içten içe parçalanıyorsun. Daha temiz bir gömlekle, daha kibar bir “rica” ile eziliyorsun. Patron “sadece iki dakika bakabilir misin?” diyor. İki dakikada 17 mail, 3 toplantı, 1 rapor yutuyorsun. Yine de gülümsüyorsun. Çünkü beyaz yaka mutsuzken bile profesyonel görünmek zorunda. Bir işi yetiştirince aferin almıyorsun. Sadece yeni bir iş daha geliyor.

Beyaz yakalı olmak, hayatını kazanırken yavaş yavaş kaybetmek… ama bunu Excel’de güzelce tabloya dökebilmek demek.

başarılı insan izlemek
2 ay önce

bugün bir kuyumcu abi çalıştığım yere geldi, öyle bir iş hâkimiyeti vardı ki… kuyumculukla uzaktan yakından alakam yok, hatta adamın ne yaptığını tam olarak anlayamadım bile. ama o kadar liyakatli, o kadar işinin ehliydi ki, sadece oturup hayranlıkla izledim. insan bazen konunun ne olduğu fark etmeksizin, bir işi gerçekten bilen, onu severek yapan birini izlemekten kendini alamıyor. o an, konu altın mı, pırlanta mı, hiç umrumda değildi. sadece işi bilen birinin detaylara olan hâkimiyetine, öz güvenli duruşuna ve ustalığına tanıklık ettim.

ilk iş günü
2 ay önce

5 yılın ardından yepyeni bir yerde, yepyeni bir masa başında ilk günüm. alıştığım ekran farklı. dosyalar açılıyor, klasörler yeniden isimlendiriliyor… içimde hem bir heyecan hem de tuhaf bir boşluk. “ctrl+s” refleksi hâlâ yerinde. tanıdık programlar, yabancı duvarlar. alışmak zaman alacak ama güzel şeyler olacak gibi. hadi bakalım

şükretmek zorunda bırakıldığımız sistem
2 ay önce

“azla yetin” dediler, “kanaat et”, “şükret”, “haline bak, daha beterleri var”…

biz büyürken bize öğretilen tek şey buydu: istemek ayıptı. fazlasını hayal etmek nankörlüktü. sanki aç kalmak, aç olduğunu bile söyleyememek bir ahlâk biçimiydi.

fakirlik bize bir erdem gibi yutturuldu. “zengin adam kibirlidir” dendi. çünkü gerçek kibir sahipleri, kendilerini gizlemek için mütevazılığı halka pazarladı. bize “alnının teriyle kazan” dediler ama birileri hep bizim alnımızdaki terle saraylar inşa etti.

anne “şükret, baban çalışıyor” dedi. baba “şükret, başını sokacak bir evin var” dedi. biz “neden hep şükreden taraf biziz?” diye sormaya cesaret edemedik.

çünkü sorgulamak da ayıptı. çünkü o sistem, şükredenler oldukça ayakta kalıyordu.

ve sonunda öğrendik: bazı insanlar için sistem her zaman işlemiyor.

19 mayıs
2 ay önce

atatürk’ün 1919’da, işgal altındaki bir milleti diriltmek üzere yola çıktığı gün. 16 mayıs’ta istanbul’dan yola çıkıp, 19 mayıs’ta samsun’a ayak basması sadece bir yolculuk değil, bir dönüm noktasıdır. emperyalizme karşı ilk adımdır. bu yüzden “atatürk’ü anma, gençlik ve spor bayramı”dır; çünkü o gün, bir milletin yeniden doğduğu, gençliğe emanet edildiği gündür.

nostalji
3 ay önce

Nostalji, güzel bir yalancıdır. Sana yalnızca en parlak anları gösterir. Her şeyin neden bittiğini ise gizler. Eski fotoğraflarda gezinir, geçmiş konuşmaları yeniden düşünür ve kaybettiklerinin şu ankinden daha iyi olduğuna kendini inandırırsın.

Ama anılara tutunmak seni iki dünya arasında hapseder. Bedenen buradasındır ama zihinsel olarak artık var olmayan anlarda yaşarsın. Bugünü, hayatlarına devam etmiş hayaletlere veriyorsun.

En zor gerçek ise şudur: Genellikle yalnız hatırlarsın. Sen her ayrıntıyı çözümlemeye çalışırken, onlar artık seni içermeyen yeni hikâyeler yazmışlardır. Onlar, senin hala tutunduğun şeyi bırakarak huzur bulmuşlardır.

Zihnin geçmişte yaşamak için tasarlanmadı. O tam şimdi için yaratıldı; yeni bağlar kurmak, iyileşmek ve geçmişin ötesine geçmek için.

hikaye devam ettirme oyunu
3 ay önce

Gökyüzü, sanki Abuzer'in iç dünyasını yansıtıyordu. Üzerindeki ince mont yağmura yenik düşmüş, iliklerine kadar ıslanmıştı. Peronların birinde Kayseri otobüsünü görünce kalbi hızla çarpmaya başladı. Son parasıyla bir bilet aldı. Otobüse binerken ardına baktı; ne bir el sallayan vardı ne de uğurlayan... Ama içinde, ilk kez kendi yolunu kendi çizmenin gururu vardı.

hayvansever
3 ay önce

İnsan olmanın gereğini yerine getiren kişidir. Sadece evinde kedi köpek beslemekle sınırlı değil bu.

Hayvanları sevmek, onların yaşam hakkına saygı duymaktır. Korkmak başka, nefret etmek başka. Korksan da zarar verme, sevmesen de eziyet etme.

hikaye devam ettirme oyunu
3 ay önce düzenlendi

Kayseri'de bulunan arkadaşını bu mutlu haberi vermek için aradı, ancak ne kalacak yeri ne de beş kuruşunun olmadığını söyledi arkadaşı bu durumun üstesinden gelebileceklerini belirterek Abuzer'e umut verdi ailesi de elinden geleni yapacağını belirtti ancak Abuzer durumlarının kötü olmasının bilgisinde hayatını idame ettirip bir yerlere gelebilmenin ancak bu yolla olacağını hissediyordu ona göre; yolda olmak, yolda durmaktan daha iyiydi..

felsefi sözler
3 ay önce

“Eylemin önündeki engel, eylemi ilerletir. Yolda duran şey, yol olur.”

-Marcus Aurelius

chatgpt ile fotoğraflarınıza uygulayabileceğiniz promptlar
3 ay önce

• Japon Ukiyo-e (Tahta Baskı): Prompt: “Convert the photo into a Japanese ukiyo-e woodblock print style illustration with traditional motifs.” Açıklama: Geleneksel motifler ve belirgin renk bloklarıyla Japon tahta baskı stilini yansıtır. • Çizgi Roman Tarzı (Comic Book): Prompt: “Create a comic book style portrait with dynamic lines, vivid colors, and halftone shading effects.” Açıklama: Dinamik çizgiler, canlı renkler ve yarı ton gölgelendirmeleriyle çizgi roman estetiği oluşturur. • Büyülü Orman (Fantasy): Prompt: “Turn the photo into a fantasy scene set in an enchanted forest with glowing plants, mist, and magical creatures.” Açıklama: Parıldayan bitkiler, sis ve mistik yaratıklarla dolu bir büyülü orman sahnesi yaratır. • Uzaylı Bilim-Kurgu: Prompt: “Create a science fiction illustration of the subject on an alien planet with colorful skies and alien flora.” Açıklama: Renkli gökyüzleri ve yabancı bitkilerle dolu bir uzaylı gezegeni atmosferi katar. • Suluboya Stili (Watercolor): Prompt: “Convert the photo into a watercolor painting style with soft brush strokes, bleeding colors, and paper texture.” Açıklama: Yumuşak fırça darbeleri, dağılmış renkler ve kağıt dokusuyla suluboya etkisi sunar. • Piksel Sanatı (8-bit Pixel Art): Prompt: “Turn the photo into an 8-bit pixel art portrait with a limited color palette and blocky pixels.” Açıklama: Sınırlı renk paleti ve bloklu piksellerle nostaljik bir 8-bit piksel portresi oluşturur. • Steampunk Stili: Prompt: “Transform the photo into a steampunk scene with brass gears, Victorian fashion, and mechanical elements.” Açıklama: Pirinç dişliler, Viktorya dönemi giysiler ve mekanik öğelerle steampunk dünyasına taşır. • 80’ler Synthwave: Prompt: “Convert the photo into an 80s synthwave style with neon grids, retro sunset gradients, and glowing lines.” Açıklama: Neon ızgaralar, retro gün batımı renk geçişleri ve parlak çizgilerle 80’ler nostaljisi katar. • Graffiti Sanatı (Street Art): Prompt: “Apply a graffiti art style to the photo with vibrant spray paint textures and bold urban graphics.” Açıklama: Canlı sprey boya dokuları ve cesur sokak sanatı grafikleriyle dinamik bir görsel sunar. • Kübizm Stili (Cubism): Prompt: “Transform the photo into a cubist painting with fragmented geometric shapes and multiple perspectives.” Açıklama: Parçalanmış geometrik formlar ve çoklu perspektiflerle kübist bir tablo etkisi yaratır.

chatgpt ile fotoğraflarınıza uygulayabileceğiniz promptlar
3 ay önce

• Yağlı Boya Stili (Oil Painting): Prompt: “Transform this photo into a classic oil painting with visible brushstrokes and rich colors.” Açıklama: Fotoğrafı zengin fırça darbeleri ve canlı renklerle klasik bir yağlı boya tablosuna dönüştürür. • Empresyonist Stil (Impressionism): Prompt: “Create a portrait in the style of an impressionist painting, using loose brushwork and soft pastel colors.” Açıklama: Gevşek fırça darbeleri ve pastel tonlarla empresyonist bir tablo havası katar. • Barok Tarzı (Baroque): Prompt: “Convert the photo into a Baroque style painting with dramatic chiaroscuro lighting and ornate details.” Açıklama: Dramatik ışık-karanlık kontrastları ve ayrıntılı süslemelerle barok bir resim oluşturur. • Karakalem (Pencil Sketch): Prompt: “Turn this image into a detailed pencil sketch portrait with realistic shading and fine pencil lines.” Açıklama: Gerçekçi gölgelendirmeler ve ince karakalem çizgi dokusuyla detaylı bir portre sunar. • Anime Stili (Anime/Manga): Prompt: “Transform the photo into an anime-style illustration with large expressive eyes and crisp line art.” Açıklama: Büyük ifadeli gözler ve net çizgilerle tipik bir anime tarzı çizime dönüştürür. • Studio Ghibli Stili (Ghibli Style): Prompt: “Convert the photo into a Studio Ghibli style illustration with soft pastel colors, lush natural backgrounds, and whimsical character design.” Açıklama: Fotoğrafı Ghibli filmlerindeki yumuşak pastel renkler, canlı doğal arka planlar ve masalsı karakter tasarımlarıyla büyülü bir Ghibli illüstrasyonuna dönüştürür. • Dijital Fantazi (Digital Fantasy): Prompt: “Create a digital fantasy illustration from the photo with vibrant colors, mythical creatures, and a magical atmosphere.” Açıklama: Canlı renkler, efsanevi yaratıklar ve büyülü bir atmosferle dijital bir fantezi dünyası yaratır. • Neon Siberpunk (Cyberpunk): Prompt: “Turn the photo into a neon cyberpunk scene with a futuristic cityscape and glowing neon lights.” Açıklama: Gelecekçi şehir manzarası ve parıldayan neon ışıklarla siberpunk atmosferi katar. • Eski Film Efekti (Vintage Film): Prompt: “Apply a vintage film effect to the photo with sepia tones, film grain, and light leaks.” Açıklama: Sepya tonları, film gren efekti ve ışık kaçaklarıyla nostaljik bir eski film estetiği sunar. • Low Poly Stili: Prompt: “Convert the photo into a low-poly geometric artwork with faceted shapes and simplified colors.” Açıklama: Düz yüzeyli çokgen şekiller ve sade renklerle modern bir low-poly sanat eseri oluşturur. • Glitch Sanatı (Glitch Art): Prompt: “Transform the image with a glitch art effect, adding digital distortions, pixelation, and color channel shifts.” Açıklama: Dijital bozulmalar, pikselleşme ve renk kanalı kaymalarıyla çarpıcı glitch efektleri ekler. • Pop-Art Stili: Prompt: “Render the photo in a pop-art style with bold outlines, vibrant color blocks, and halftone dot patterns.” Açıklama: Kalın konturlar, parlak renk blokları ve yarı ton nokta desenleriyle pop-art havası katar.

hayat
3 ay önce

Hayat garip bir oyun; ne başlama tuşu senin elinde, ne de bitirme şansı. Kuralları da sen koymuyorsun, çoğu zaman neden oynadığını bile bilmiyorsun. Ama birileri senden hep ‘en iyi oyuncu’ olmanı bekliyor. Yine de bazen, tüm saçmalıklara rağmen oyuna devam etme sebebin, sadece bir gülümseme, bir kelime, belki de bir hatıra oluyor. Çünkü insan, umut etmeyi bırakmadığı sürece kaybetmiş sayılmaz.

mikro öykü
3 ay önce

kısa, çok kısa, aşırı kısa hikâye türü. genelde 1000 kelimeyi geçmez; hatta bazıları 6 kelimeyle bile duygusal yıkım yaşatabilir. Örneğin;

“Dünyadaki son adam bir odada yalnız oturuyordu. Kapı çaldı.”

“Kazanmak için her şeyini verdi. Kaybetti.”

istatistikler
  • toplam entry sayısı: 77
  • başlık sayısı: 55
  • aldığı beğeni: 164
  • günlük ortalama entry: 0.5