en yeni entry'ler

2019 yılından beridir ha çıktı ha çıkacak şöyle iyi çıkacak böyle güzel olacak diye beklediğimiz ancak ilk çıkan tanıtım fragmanı harici hiçbir somut veri olmayan oyun...DU! 6 yıl bizi uyuttuktan sonra tam hiç ümit kalmamışken çıkacağına dair pat diye "2025 YILINDA ÇIKACAK!!!!" diye tarih duyurulan oyun. Artık bu yıl da ertelenirse dünyadaki her şeye olan bütün güvenimi kaybedeceğim....

half life 3
1 ay önce

yıllardır bir şehir efsanesine dönen, oyuncuların sabır testine tabi tutulduğu ve valve’ın “üçleme” fobisinin sembolü hâline gelen oyun. fakat son zamanlarda sektör içinden gelen bazı söylentilere göre half-life 3, bu yılın sonlarına doğru nihayet gün yüzüne çıkabilir.

Sigara içen bir insan için sigara bulmak değil yanında bulundurmak daha büyük bir bağımlılık konusu istediğin anda yakıp içebileceğinin farkında olarak gezmek sigara içmekten daha mühim bir husus haline geliyor. Paketin bittiğinde o an canın istemiyor olsa bile artık istiyor çünkü yanında sana güven veren o hissiyat artık yok.

TBMM Başkanvekili ve DEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) düzenlenen cenaze törenine katılan CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in makam aracı, iddialara göre İstanbul İl Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Özbek’in talimatıyla kapalı otoparka alınmadı. Bu durum, Özel’in tören sonrası aracına ulaşmak için dışarı çıkmasına ve bu esnada saldırıya uğramasına neden oldu. Saldırganın, 2004 yılında iki çocuğunu öldürmekten hüküm giymiş ve 2020’de şartlı tahliye edilmiş Selçuk Tengioğlu olduğu belirlendi. CHP, olayla ilgili İstanbul Valiliği’ne şikayette bulundu.

Orwell ve Huxley, distopya edebiyatının iki dev ismi. Biri 1984 ile totaliter bir devletin bireyi nasıl yok ettiğini anlatırken, diğeri Cesur Yeni Dünya ile bireyin, özgürlükten gönüllü olarak nasıl vazgeçtiğini gösterir. Birbirlerine hem düşünsel olarak yakındırlar hem de birbirlerini doğrudan etkilemişlerdir.

Huxley, Orwell’in hocasıdır. Orwell, Eton Koleji’nde öğrenciyken Huxley ona kısa bir süre Fransızca dersi vermiştir. Yani ilişkileri yalnızca fikirsel değil, tarihsel olarak da birbirine temas eder. Orwell, teknolojik baskıyı açık şiddetle birleştirirken; Huxley, bireyin hazla uyuşturulduğu, gönüllü köleliğin hüküm sürdüğü bir sistem tahayyül eder. İki sistem de aynı sonuca varır: özgür bireyin yok oluşu.

Huxley, Orwell’in 1984’üne yazdığı mektupta şunu söyler: “Senin geleceğin gerçekleşebilir ama benim anlattığım geleceğin daha muhtemel olduğunu düşünüyorum.” Günümüz dünyasına bakınca, her ikisinin de haklı çıktığını görmek mümkün. Bir yanda sansür, gözetim ve korku; diğer yanda haz, dikkat dağınıklığı ve gönüllü teslimiyet…

Kısacası, Orwell ve Huxley birbirini reddetmez. Aksine, bir bütünün iki yarısı gibidirler. Biri baskıyı dıştan, diğeri içten anlatır. Her ikisi de bizi uyarır: Eğer dikkat etmezsek, özgürlüğümüz elimizden alınmayacak — biz onu kendimiz bırakacağız.

Resmi kurumlara işi düşene Allah sabır versin. Bu cümle ile başlamak istedim yazıya. 1,5 ay kadar oldu bir tayindir uğraşıyoruz. Normalde Mart'ta çözülecek mesele iş bilmez icraati olmaz memurlar yüzünden Haziran ayına atıldı. Dilekçeyi işleme koymayı unutmuş, gerekli olan ve verdiğimiz evrakları işleme sokmamış fosil yaştaki insanlara bağlı yaşamak ne kadar zormuş...

Hatasını anlayıp az biraz utanmasını beklediğimiz insan bize halen üstten bakıp da "arayıp durmayın sizle mi uğraşacağız" diyebiliyor.

Şikayet etmeye kalkıyorszun yetkili mercii "bunlar olabilir şeyler" diyip hiçbir iş yapmıyor asla ve kata çözüm üretmiyorlar.

Sadece bir dert dökmeydi benimki. Ve sadece biriydi...

1 mayıs
1 ay önce

Alın terinin, emeğin ve birlikte mücadelenin günü. Hak, adalet ve insanca yaşam için verilen onurlu çabanın sembolü.

Anladık iyisin, Ama neye yarıyor iyiliğin? Seni kimse satın alamaz, Eve düşen yıldırım da Satın alınmaz.

Anladık dediğin dedik, Ama dediğin ne? Doğrusun, söylersin düşündüğünü, Ama düşündüğün ne?

Yüreklisin, Kime karşı? Akıllısın, Yararı kime?

Gözetmezsin kendi çıkarını, Peki gözettiğin kimin ki? Dostluğuna diyecek yok ya, Dostların kimler?

Şimdi bizi iyi dinle: Düşmanımızsın sen bizim Dikeceğiz seni bir duvarın dibine Ama madem bir sürü iyi yönün var Dikeceğiz seni iyi bir duvarın dibine İyi tüfeklerden çıkan İyi kurşunlarla vuracağız seni. Sonra da gömeceğiz İyi bir kürekle İyi bir toprağa.

-İyi Adama Bir İki Soru- Bertolt Brecht

fallout
1 ay önce

2102: Kıyamet Sonrası İlk Yıllar ve Vault 76

2102: Vault 76, yeniden yerleşim amaçlı ve hiçbir deney protokolüne tabi tutulmamış nadir barınaklardan biriydi.

25 yıl sonra yüzeye çıkan sakinler Appalachian ormanları ve harabeye dönmüş kasabaları keşfetti.

2161: Brotherhood of Steel’in Doğuşu

Vault 13’ün alarmındaki arıza sonrası su çipi arayışı için dışarı çıkan “The Chosen One”, sonda cihazıyla iletişime geçerek Brotherhood’ın ilk üyelerini bir araya getirdi.

Massachusetts Teknoloji Enstitüsü kalıntılarında toplanan askerî personel ve mühendisler, “Kutsal Teknoloji”yi koruma amacıyla Brotherhood of Steel’i kurdu.

2161–2241: Fallout 1 ve 2 Arası Dönem

Fallout 1 (2161): Vault 13 kahramanı su çipini bularak topluluğuna döndü; NCR’nin temelleri atıldı.

Fallout Tactics (2197): Brotherhood birlikleri Chicago çevresindeki mutant tehditleri ve kaçak teknolojiyle mücadele etti.

Fallout 2 (2241): “Kurtarıcı” unvanlı kahraman, yerel toplulukları birleştirerek Commonwealth benzeri yapılar kurdu.

2250–2280: 22. Yüzyıl Sonu ve Büyük Yeniden Yapılanma

New California Cumhuriyeti, vergi ve ticaret yollarıyla genişledi.

Güney Kaliforniya’da bağımsız şehir devletleri yükseldi.

Rocky Dağları’ndaki Enclave kalıntıları gizli tehditler üretmeye devam etti.

2277: Fallout 3

Capital Wasteland’da Rivet City, Tenpenny Tower, Enclave ve Brotherhood arasındaki çatışmalar yaşandı.

2281: Fallout: New Vegas

Mojave Çölü’nde NCR, Caesar’s Legion ve New Vegas arasında Hoover Barajı kontrol mücadelesi sürdü.

2287: Fallout 4

Commonwealth’de synth teknolojisi ve Institute arasındaki çatışma ön plana çıktı. Diamond City, Railroad hareketi ve Brotherhood’ın Boston teşebbüsleri insanlık ve yapay zekâ arasındaki sınırları sorgulattı.

2288–2300: Post-Yeniden Yapılanma ve Bölgesel Gelişmeler

2288: Diamond City nüfusu 22.000’e ulaştı; ticari faaliyetler hız kazandı.

2289: Institute kalıntıları yeraltına çekildi, synth isyanları kırsal bölgelere yayıldı.

2290: Railroad Konseyi, Boston Limanı yakınlarında ikinci bir üs kurdu; deniz ticareti başlatıldı.

2292: Brotherhood birlikleri Batı Massachusetts’i devriye gezmeye başladı; Concord’da Mechanist tehdidi tespit edildi.

2293: Commonwealth’de şehir içi yönetimlerde “Magistrate” adlı organize gruplar güç kazandı.

2295: NCR keşif ekibi Massachusetts’e ulaştı, yerel yönetimlerle diplomatik temas kurdu.

2297: Enclave, doğu kıyısında sabotaj eylemleri düzenledi; çatışma riski arttı.

2298: Oxford Yolu üzerindeki kervan ticareti yeniden başladı.

2300: Commonwealth Konfederasyonu önerisi ilk kez tartışıldı; 12 yerleşim konseyi temsilcisi toplandı.

2301–2350: Yeni Teknolojik Ufuklar ve Küresel Dengeler

2303: Boston Teknoloji Zirvesi’nde radikal su arıtma sistemleri tanıtıldı; Su Milli Güvenlik Bakanlığı’nın yetkileri sınırlandırıldı.

2305: Boston Deniz Duvarı projesi tamamlandı; liman radyasyona karşı koruma altına alındı.

2310: NCR, Kaliforniya hattı boyunca kervan yollarını batıya doğru genişletti; Diamond City ile New California arasında düzenli ticaret başladı.

2312: Ray-tabanlı enerjiyle çalışan taşınabilir jeneratörler ticari üretime geçti; vakum tüplü sistemler yerini almaya başladı.

2315: Commonwealth’de insansız hızlı otobüs hatları açıldı; Boston Üniversitesi radyasyon modüllü eğitim programları başlattı.

2320: Commonwealth ve NCR arasında Teknoloji Paylaşım Anlaşması imzalandı; mikro reaktör prototipleri sunuldu.

2330: Mikroelektronik alanındaki sınırlı da olsa transistör bazlı cihazlar ticarileşmeye başladı; vakum tüplü devrin sonuna yaklaşıldı.

2340: Kuzey banliyölerinde ilk sentetik insan laboratuvarı faaliyete geçti; Railroad etik protokollerle iş birliği yaptı.

2350: Commonwealth Konfederasyonu resmen kuruldu; Diamond City Başkanı NCR tarafından tanındı.

fallout
1 ay önce

1946–1954: Alternatif Tarihin Kırılma Noktası ve Atom Çağı’nın Parlaması

1946: II. Dünya Savaşı’nın ardından “Atom Enerjili Ev Aletleri” projesiyle ilk “Atom Range” mutfak ocağı tanıtıldı; nükleer enerjinin sivil kullanımı teşvik edildi.

Transistör teknolojisi yaygınlaşmayınca mikroelektronik ilerlemesi durdu; bilgisayarlar, robotlar ve tüketici elektroniği devasa, vakum tüplü sistemler olarak kaldı. Bu teknik sınırlama, devrelerin miniaturize edilememesine ve makinelerin 1950’lerin bilim kurgu estetiğini yansıtan boyutlarda üretilmesine yol açtı.

1948: RobCo Industries kuruldu; ticari otomasyon sistemleri ve Mr. Handy prototipleri geliştirildi.

1952: General Atomics International ve AtomCo gibi şirketler faaliyete başladı; atom jeneratörleri şehir şebekelerine entegre edildi.

1955–1970: Retro-Fütüristik Tüketim Patlaması

Atom enerjili otomobil ve deniz taşıtları testlere girdi.

Ev içi elektronik—radyolar, televizyonlar, ev sinema sistemleri—vakum tüplü devasa cihazlar olarak üretildi, evlerin bir bölümü bu sistemlere ayrıldı.

Moda dünyasında “Atom Couture” akımı; pürüzsüz krom yüzeyler, geniş kavisli hatlar ve parlak plastik detaylar benimsendi.

1970–1990: Çevresel Alarm Zilleri

Sürekli nükleer testler atmosferde biriken radyasyon seviyelerini yükseltti; tarım alanlarında radyoaktif kalıntılar tespit edildi.

Asit yağmurları büyük kentlerin siluetini bulanıklaştırdı; hava kirliliği küresel bir insanî kriz olarak kabul edildi.

Petrol rezervlerinin azalması, devletleri stratejik mineral stoklamaya yönlendirdi.

1990–2020: Soğuk Kaynak Rekabeti

ABD, Çin, Sovyetler Birliği ve yeni ekonomik bloklar arasında hidrokarbon ve uranyum için diplomatik gerilimler tırmandı.

Afrika’da yerel aşiretler ve küresel madencilik şirketleri arasında “altın ve kobalt savaşı” yaşandı.

2010’larda dünya elektrik üretiminin %30’u nükleer santrallerden sağlanırken bakım ve malzeme kıtlığı belirginleşti.

2021–2052: Siyaset ve Ekonomide Çöküş İşaretleri

2025: Orta Doğu’da kritik boru hatları bombalandı; küresel petrol fiyatları kısa sürede iki katına çıktı.

2032: Su rezervlerinin %40’ı kurudu; ABD’de “Su Milli Güvenlik Bakanlığı” kuruldu.

2040: Batı Avrupa’da elektrik kesintileri günlük hayata dâhil oldu.

2045: Çin–Hindistan sınırındaki mineraller için çatışmalar ticaret yollarını aksattı.

2050: Elektrikli araç geçişi, nadir toprak elementleri eksikliği nedeniyle duraksadı.

2052: Texas Petrol Kıtlığı başladı; petrol tanker korsanları ticaret yollarını bloke etti ve Kaynak Savaşları fiilen başladı.

2053–2066: Kaynak Savaşları ve Sino-Amerikan Savaşı

2053–2066: Küresel enerji ve mineral kaynakları için gerilimler yoğunlaştı.

Kasım 2066: Çin Halk Ordusu, Alaska’ya çıkarma yaparak Anchorage bölgesini işgal etti.

Aralık 2067: ABD ve Kanada destekli “Operation Anchorage” harekâtı ile 11 hafta süren çatışmalar sonucu Çin güçleri geri püskürtüldü.

Alaska yeniden ABD kontrolüne geçti; bölge harabeye döndü ve askeri kalıntılar mutant tehdidi oluşturdu.

2067–2077: Vault Projesi ve Toplumsal Hazırlık

2067: Vault-Tec, devlet ve özel sponsorlarla yüzlerce yeraltı barınağı inşa etmeye başladı.

Bazı Vault’lar gerçek barınak, büyük çoğunluğu sosyolojik ve psikolojik deney platformu olarak tasarlandı.

2074: New California Cumhuriyeti’nin temelleri atıldı; yüzeyde hayatta kalma stratejileri geliştirildi.

2077: Büyük Savaş (The Great War)

23 Ekim 2077, 09:00: ABD, Çin ve diğer nükleer güçler eş zamanlı saldırılar başlattı; saldırılar iki saat sürdü.

Bu, kıtada ilk kez savaş kullanımı atom bombası saldırılarını temsil etti; hedefler başta Washington D.C., Boston, New York, Chicago ve Los Angeles idi.

Dünya nüfusunun %90’dan fazlası dakikalar içinde yok edildi.

Otomatik sistemler Vault’lara girişleri tamamladı; birçok deney Vault’u kontrol dışı protokoller nedeniyle terk edildi.

eğer sen bir silah tutuyorsan ve ben de bir silah tutuyorsam, o zaman yasa hakkında konuşabiliriz. eğer sen bir bıçak tutuyorsan ve ben de bir bıçak tutuyorsam, kurallar hakkında konuşabiliriz. eğer sen eli boş gelirsen ve ben de eli boş gelirsem, akıl ve mantık üzerine konuşabiliriz.

ama eğer senin elinde bir silah varsa ve bende sadece bir bıçak varsa, o zaman gerçek senin elindedir. eğer senin elinde bir silah varsa ve benim elimde hiçbir şey yoksa, tuttuğun şey sadece bir silah değil, benim hayatımdır.

yasa, kural ve ahlak kavramları sadece eşitliğe dayandığında anlam taşır. bu dünyanın acı gerçeği ise şudur: • para konuştuğunda, gerçek susar. • güç konuştuğunda, para bile üç adım geri çekilir.

kuralları koyanlar, onları ilk bozanlardır. kurallar, zayıflar için zincir; güçlüler için araçtır.

mor ve ötesi
1 ay önce

Mor ve Ötesi, sadece bir rock grubu değil, aynı zamanda Türkiye’nin modern tarihine, gençliğine ve bireysel özgürlük arayışına dair güçlü bir anlatıdır. Sorgulayan, düşünen ve değiştirmek isteyen bir zihin yapısına dayanır. Onların şarkılarında sistem eleştirisi, bireysel yabancılaşma, toplumsal sorumluluk ve içsel bir varoluş mücadelesi iç içe geçmiştir.

“Bir derdim var”, “Cambaz”, “Deli” gibi parçalarında bireyin kendiyle ve çevresiyle çatışmasını işlerken; “Dünya Yalan Söylüyor” gibi albümlerinde daha kolektif bir bilinçle dünyaya ve toplum düzenine eleştirel bir gözle bakarlar. Onlara göre sanat, sadece bir eğlence unsuru değil, aynı zamanda bir farkındalık aracı ve harekete geçirici bir güçtür.

Mor ve Ötesi için umut daima vardır, ama bu umut saf bir iyimserlikten değil, acının ve mücadelenin içinden doğar. Değişimin kolay olmadığını, fakat değişimin kaçınılmaz ve gerekli olduğunu anlatırlar. Bu yüzden müzikleri hem bir başkaldırıdır hem de derin bir içsel yolculuk.

Sonuç olarak Mor ve Ötesi, müziği bir direniş biçimi olarak kullanır. Bireyin hem kendini hem de dünyayı değiştirme potansiyeline olan inançları, onları Türk alternatif rock sahnesinde benzersiz bir yere koymuştur.

Yatmadan önce telefonu tavana doğru tutmak… Ve o kaçınılmaz an telefon elden kayar ve hızla burnuna çakılır. O an fizik kuralları kadar hayat da sorgulanır. Hem fiziksel hem ruhsal çöküş yaşanır. Sabah o telefonu yüzde 3 şarjla elinde bulursun. Çünkü insan bazen acıdan ders almaz, tekrar eder.

Kulaklığını unutmuşsundur yada kırmızı ışığı görüp şarjının bittiğini görmüşsündür işte o zaman kıyamet senaryosuna hazırlanmalısın. Bir yandan telefonda bağıra bağıra konuşan teyze karşıda abi horluyor. Arka fonda birinin açtığı son ses tiktok videosu. 45 dakika boyunca bu sesler yankılanıyor hele birde ağlayan çocuk varsa eksiksiz bir kombo kulaklıksız kalmak, modern çağın en büyük sınavı.

Türkiye gibi deprem kuşağında yer alan bir ülkede, özellikle büyük şehirlerdeki mobil operatörlerin, en küçük sarsıntıda devre dışı kalması kabul edilemez bir durum. Depremler yaşandıkça, operatörlerin altyapılarındaki eksiklikler, felaketin boyutunu büyütüyor. Deprem anında en temel iletişim ihtiyacı, kriz anlarında hayat kurtarıcı olabilirken, telefonların çekmemesi veya hatların düşmesi insanları daha da zor bir duruma sokuyor. Bu, sadece bir altyapı sorunu değil, aynı zamanda devletin ve şirketlerin hazırlıksızlığının bir göstergesi. Mobil operatörlerin bu tür kritik durumlar için acil durum planlarını ve güçlendirilmiş altyapıları mutlaka gözden geçirmesi gerekiyor. Deprem, hiçbir uyarı vermeden gelir; ama biz, hazırlık konusunda sürekli bir adım geride kalıyoruz.

hot wheels
1 ay önce

Hot Wheels, 1968 yılında Mattel tarafından piyasaya sürülen ve o günden bugüne popülaritesini kaybetmeyen bir oyuncak araba markasıdır. Koleksiyoncular için bir tutku haline gelen bu minyatür arabalar, farklı serileri ve nadir bulunan modelleriyle dikkat çeker.

Hot Wheels koleksiyonculuğu, sadece oyuncak biriktirmekten öte, detaylı bir hobi ve yatırım alanıdır. Her yıl yaklaşık 250 yeni model piyasaya sürülür ve bu modeller genellikle 72 adetlik kolilerde satışa sunulur. Bu kolilerde aynı modelden birden fazla bulunabilir, bu da koleksiyoncuların tam seriyi tamamlamak için birden fazla mağaza gezmesini gerektirebilir.  

Model Türleri ve Nadirlik Dereceleri

Hot Wheels modelleri genel olarak üç ana kategoriye ayrılır: • Regular (Standart) Modeller: Genel üretim modelleridir ve en yaygın bulunanlardır. • Treasure Hunt (TH): Koleksiyoncular arasında “hazine avı” olarak bilinen, sınırlı sayıda üretilen özel modellerdir.  • Super Treasure Hunt (STH): TH modellerinin daha nadir ve değerli versiyonlarıdır. Bu modeller, metalik boya ve kauçuk tekerlek gibi özelliklerle ayırt edilir.

Türkiye’de de Hot Wheels koleksiyonculuğu giderek popülerleşmektedir.

Sıradan insanların, sıradışı bir inançla toplandığı o yerde; söz artık sadece birkaç kişinin değil, herkesin hakkıydı. bir araya gelenler büyük bir yangının ardından, küllerin içinden bir meşale taşıdı. o meşale sadece yolu değil, zihni de aydınlattı. ve o gün, ileriye bakan bir çift göz, geleceği çocukların kalbine emanet etti.

Almanya da dahil tüm dünya bizi kıskanıyor. Yansakta küllerinden yeniden doğan bir milletiz Elhamdülillah

Evet kıskanıyor. Zam geldiğinde üzülmüyoruz mesela daha kötüsü de olabilirdi deyip tevekkül ediyoruz. Bu mental güç Avrupa'da var mı? Yok tabii ki.

“abi şu bor madeni bizde olsa varya…” şeklinde söylemler duymak mümkün gibi

bilgi

Bu sayfada en son eklenen entry'leri kronolojik sırayla görebilirsiniz.

Başlık açmak için giriş yapmalısınız.